23 Kasım 2008 Pazar

Kibir Borsası: Yemekteyiz!

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre; atom bombası ve reality şov en kötü icatlar sıralamasında, ilk iki sırayı paylaştı. En iyi icatlar listesinin başında ise tekerlek ve internet yer aldı.

Tahrip gücü bakımından atom bombası ile aynı kefeye konulan reailty şov; senaryosu olmayan, gerçek yaşamdaki dramatik ve mizahi durumları ekrana yansıtan, içinde gerçek karakterleri barındıran bir TV programı. 2000'li yıllarda popüler bir furyaya dönüşen; BBG, Benimle Evlenir misin, Ünlüler Çiftliği gibi formatlarla devam eden bu türün, ülkemizdeki ilk örneği, Haluk Bilginer'in sunumuyla ekrana gelen Sıcağı Sıcağına. Bilginer'in yıllar sonra pişman olduğum tek program dediği Sıcağı Sıcağına, 3. sayfa haberlerini soğukkanlılıkla ekrana taşıyarak zamanla habercilik anlayışını dezenformasyona uğrattı. Geçtiğimiz yıl RTÜK'ten ayar yiyen magazin programları sabahın köründe yaptıkları yayınla Sıcağı Sıcağına programını gölgede bırakıyor artık.

Maliyeti düşük, seyredilirliği yüksek bu formatlar, ekonomik krizin iyiden iyiye etkisini gösterdiği TV'ler için bulunmaz nimet. Show TV kriz günlerini bu tarz formatlarla atlatmaya çalışacağının sinyalini son olarak ekrana sürdüğü Yemekteyiz programıyla verdi. Reklam gelirleri düşünce yüksek maliyetleriyle kanalları zor durumda bırakan diziler, yerini, önümüzdeki aylarda reality şovlara bırakacak gibi gözüküyor.

Her hafta değişen beş renkli karakterin sırasıyla yemek yaparak diğer dört yarışmacıyı evinde ağırlaması üzerine kurulu bir program Yemekteyiz. Farklı sınıf ve kültürlerden ince hesaplar yapılarak seçilmiş ve bir araya getirilmiş karakterlerin düellosu.

Katılımcılar hem on bin YTL'lik ödülü kazanmak için yemek yapan yarışmacı hem de diğer katılımcıların yaptıkları yemeklere puan veren jüri konumunda. Böyle olunca da kazanma hırsı galip geliyor objektif olmak imkânsızlaşıyor. Zaten kimsenin de objektif olmak gibi bir derdi yok. Tek hedef var o da kazanmak. Diğerlerinin üzerine basarak onları sıçrama tahtası gibi kullanarak kazanmak. Çaba sarf ederek, emek harcayarak değil; diğerini yok ederek, aşağılayarak hedefe ulaşmak!

Puanlama her akşam yemekten sonra yapılıyor. Birbirlerinin verdiği puanları, gerçek yorumları ve yemeğin yapılış görüntülerini ancak TV'de izleme şansı buluyor katılımcılar. Böyle olunca da dedikodu, ikiyüzlülük tavan yapıyor, her türlü yalan havada uçuşuyor. Mezeleri hazır alıp kendi yaptığını iddia edenler, et suyundan yapılan çorbayı tavuk suyu diye yutturanlar, sadece sütle yaptığı çorbanın içinde krema olduğu konusunda ısrar edenler. Kameraların gözünün içine baka baka yalan söylemek programın olmazsa olmazı.

Davetli yani jüri konumunda iken kendisini dev aynasında görenler, davet sahibi olup yemek yapmaya giriştiklerinde ne kadar cüceleştiklerini fark etmiyorlar bile. Diğerlerini hijyenik olmamakla itham edenler hijyenden sınıfta kalıyor muhakkak.

Dedikodu ve ikiyüzlülük programın lokomotifi. Ev sahibi servis için mutfağa gittiğinde masadakiler yemekler hakkında demediklerini bırakmıyor. Ev sahibi fırsatı kaçırır mı? O da mutfakta kameraya misafirlerini çekiştiriyor. Masada yemeği çok beğendiğini söyleyerek davet sahibini tebrik eden kişi kameralara çok iğrençti diyor. Çok aç olduğunun ısrarla altını çizen bir başkası, ertesi gün, yemekler çok güzel olursa saldırmayayım diye tok olarak gelmiştim sözünü ağzından kaçırıyor farkında olmadan.

Kendisiyle yüzleşemeyenler beş gün sonunda kendi gerçeğine toslayarak bitiriyor programı. Yemekteyiz'in en zirve karakteri olmaya aday Hasan Bey gerçeğinde olduğu gibi. Üç gün boyunca gittiği evlerde çatal kaşık takım değil, bardaklar kristal değil, plastik sandalyen varsa yarışmaya katılmayacaksın arz ederim diyerek eleştiri oklarını sapladı Hasan Bey. Büyük tüpü olmadığı için yemekleri piknik tüpte yapmak zorunda kaldı, bardaklar kirli bulununca istenen altıncı bardağı masaya getirmekte zorlandı. Ekonomik olarak zor günler yaşadığı belli olan Hasan Bey prodüksiyon tarafından karşılanan alışveriş limitini sonuna kadar kullanarak birkaç aylık mutfak masrafını çıkarmış oldu. Kendi tabiriyle marka tereyağını boca ettiği yemekler beğenilmeyince ben o yemekleri kendim için yaptım 3 gün yerim diyerek noktayı koydu olaya.

Hiç yorum yok: