3 Mayıs 2010 Pazartesi

Yemekteyiz devam ediyor...

Yaklaşık 1 senedir yazmıyordum. Baktım ki yarışmanın biteceği yok bari internetten takip edenler için yazayım dedim. YEMEKTEYİZ bitmedi. Bir yarışmanın bu kadar uzun sürebileceğini tahmin etmemiştim. Hem hafta için hergün yayınlanıyor. Hem ratingi sabit kalıyor, hem izleyici seviyor, hem izlettiren kazanıyor, hemde yarışmacı kazanıyor... Ne diyelim yeni bir format bulana kadar devam edecek heralde...

12 Mayıs 2009 Salı

Yemekteyiz son gaz devam ediyor...

Yemekteyiz furyası son hızla devam ederken yarışmaların atışmalarıda devam ediyor.
Yemekteyiz hafta içi hergün ve Cuma akşamları canlı yayınla Show Tv ekranlarında izleyiciyle buluşuyor...

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Yemekteyiz'de yeni format...

Yemekteyiz yeni formatta, artık izleyiciler oylamaya katılıyor...

19 Ocak 2009 Pazartesi

Yemekteyiz'de bu hafta !

YEMEKTEYİZ

İç Yapımlar tarafından hazırlanan,Caner Erdem yönetimindeki Yemekteyiz 15. haftasında da Show Tv nin en sevilen programı olmaya devam ediyor...

Herkesin merakla izlediği Yemekteyiz in bu hafta ki renkli yarışmacıları ise şöyle;

• Saltuk Akkerman
50 yaşında...2 çocuk annesi...Kendisine ait lokantayı işletiyor...Yağlı boya resim yapmayı çok seviyor...
• Funda Karallı
33 yaşında.Evli,yedi yaşında bir erkek çocuk annesi...Evhanımı...Araba kullanmayı,tenis oynamayı,spor yapmayı seviyor...
• Muammer Özişçi
32 yaşında.Evli,bir erkek çocuk babası...Blok görevlisi...Aynı zamanda terzi...Şarkı söylemeyi seviyor...
• Sebahat Eryılmaz
43 yaşında.Evli,iki çocuk annesi...Evhanımı...Eğlenmeyi,gezmeyi,şarkı söylemeyi,dans etmeyi çok seviyor...
• İlter Kanat
35 yaşında.Evli,bir erkek çocuğu var...İtalya doğumlu...Tenis oynamayı,motorsiklete binmeyi çok seviyor...Peyzaj mimari olduğu için bahçeler ve çiçeklerle çok ilgili...

Hayatın içinden gerçek, samimi ve eğlenceli yarışma ‘Yemekteyiz’ haftaiçi her akşam Show TV ekranlarında...

Yemekte miyiz, İsrafta mı?

Geçen gün akşam televizyonda zaping yaparken özel bir televizyon kanalında yayınlanan ‘Yemekteyiz’ programı gözüme takıldı. Öğrendiğim kadarı ile son günlerde hanımların ilgi ile izlediği bir yapım haline gelmiş bu program. Birbirini hiç tanımayan beş yarışmacı, her gün birinin evine yemeğe gidiyor ve ikram edilen yemekleri kendi çaplarında eleştiriyorlar. Herkes hünerini sergileyerek 10.000 TL’lik ödülü almaya çalışıyor. Program şimdide Türkiye’nin değişik illerine giderek yöresel lezzetleri ekrana yansıtmaya çalışıyor. Ancak bazı detaylar var ki insanı bu kadarı pes dedirtecek kadar. Sırası gelen yarışmacının yemek için yaptığı alışveriş, dört kişilik ailenin onbeş günlük mutfak ihtiyacını karşılayacak miktarda. Hele yemekteki ‘çok soğuktu, pişmemişti, damak tadıma hitap etmiyordu’ tarzında yemeğe burun kıvırmaları yok mu!!! Çıldırmamak işten değil. Meğer içimizde Gurme’lik varmış da haberimiz yokmuş.
Yemek programlarına Türk mutfağının tanıtılmasına diyeceğim yok. Ama bu programı izleyen binlerce hanımların tüketimi ve israfı özendiriyor. Tabaklara konan yemekler çoğu zaman beğenilmediği için çöpe gidiyor. Kazanılacak para ödülü için, beş altı kişilik bir öğün yemek alışverişine dünyanın parasını harcayabiliyorsanız maddi sıkıntınız dolayısı ile de ödüle ihtiyacınız yok demektir.
Dünyayı saran ekonomik krizin ana depremi olmuş, artçıları devam ederken, ülkemizde binlerce insan işsiz kalmış, binlercesi açlık sınırının altında yaşıyor. Doğuda onlarca çocuğumuz okula ayakkabısız, paltosuz gidiyor. Bütün bunların üzerine Filistin de yaşayan masum halkın bomba sağanağının altında açlıkla, ilaçsızlıkla mücadele ederek, yiyecek bir lokma ekmeğe muhtaç olması ve çöpe giden yemekler, havaya uçan paralar. Bu ne yaman çelişki…
Yapılan israfın, beğenilmeyen yemeklerin ve alışveriş için harcanan paranın abartılması, üstelik marifetmiş gibi gözümüzün içine sokularak oturma odamıza kadar girmesi, bir lokma ekmeğe muhtaç insanlara saygısızlık diye düşünüyorum. Bunlar bizim örf ve adetlerimizle uyuşmayan, kültürel kimliğimize ters düşen programlar değil mi?
Bizler misafiri ve yardımlaşmayı seven bir millet iken, bu programlarla yozlaşa yozlaşa ne hale geldiğimiz ortada.
Gerçi yardım hususunda iyilik damarlarımız hemen depreşiyor bu inkar edilemez. Ancak programa katılan üç beş kişinin toplumdan soyutlanmış tavırlarını da görmemek mümkün değil. Bizler aklımız erdiğinden beri ‘yemeğini bitir, arkandan ağlar’, ‘ekmeği ziyan etme çok günah’ ‘yemeğini bitirmezsen seni amcaya veririm” sözleriyle büyüdük ve büyüttük. Yaptığı yemeğe 1-2 kg. et koyan var mı sorarım size. Tüketime özendiren ve bazı gerçekleri hiçe sayan bu programlardan ev hanımlarımızı uzaklaştırmamız gerektirmez mi?

Anchor'lar yaprak saracak mı?

Önüm, arkam, sağım, solum "Yemekteyiz" oldu. Program reyting aldıkça, türevleri doğuyor. Ekranlardan bol kepçe "yemek programı servisi" var. Açlık sınırında yaşayan vatandaş ise kasap vitrinine bakan sokak kedisi gibi yalanıp, duruyor. Vallahi yutkunmaktan cümleten gırtlak kanseri olacağız!.. İsraf ise had safhada. Neymiş efendim? Kaburga dolmasının içi iyi pişmemiş, brokoli çorbasının kıvamı koyu olmuş. Hooop, çöpe... Günahtır, günah... Çarpılacaksınız diyeceğim ama çarpılırsanız belki düzelirsiniz diye umuyorum!.. Bu arada içine yemek bölümü girmeyen program kalmadı gibi. Yakında ünlü anchorman'ler ana haber bültenini yaprak sararak sunarsa, şaşırmayacağım... Hay aklımla bin yaşayayım... Bu yazıyı çiziktirirken, aklıma şahane bir program formatı geldi. Tuncay Güney, Mahir Kaynak, Yalçın Küçük, Yasin Hayal ve Erol Mütercimler beşlisi her akşam içlerinden birinin evine konuk olsun. Eteklerinde ne kadar taş varsa döksünler. "En etkileyici komplo teorisini pişiren" haftanın birincisi olsun!.. Hah, programın ismini de buldum: "Tetikteyiz!.."

15 Ocak 2009 Perşembe

Okan Bayülgen Yemekteyiz programını topa tuttu!...

Televizyon sektörü, az koyayım çok kazanayım derdiyle her şeyi mahvetmekle meşgul...
GAZETECİLER.COM - Okan Bayülgen, NTV'deki 'Sade Vatandaş' programında çok eleştirilen ve aynı zamanda çok izlenen son döenemlerin fenomeni haline gelen 'Yemekteyiz' yarışma programını masaya yatırdı.

Bayülgen, Türk halkının yoğun ilgi ile takip ettiği programla ilgili şunları söyledi;

"Bizim prodüktörümünüz, ufak 10 yaşındaki çocuğunu, basketbol ya da erotik bir şeyler izlemesi gerekirken, 'Yemekteyiz' programını izlediği için hem de çok fazla izlediği için onu doktora götürmeyi düşünüyor.

Benim birazcık bakabildiğim (izlediğim) kadarıyla, varolan kültürü de pespaye eden bir program. Çünkü böyle şeylerden bir şey beklememek lazım. Maalesef televizyon sektörü, az koyayım çok kazanayım derdiyle, uyanıklılığıyla her şeyi mahvetmekle meşgul bu tarz programlarla."